CHORDS Faz 3b klinik çalışmasından elde edilen son iki yıllık verileri göre, Ocrevus (ocrelizumab), diğer MS ilaçlarına zayıf yanıt gösteren ataklarla seyreden Multipl Skleroz (RRMS) hastalarında atakları ve hastalık ilerlemesini güvenli ve etkili bir şekilde önlediğini göstermektedir.

Bu faydalar ayrıca, yalnızca subklinik hastalık aktivitesine dayalı olarak çalışmaya katılan hastalarda da gözlendi ve diğerleri başarısız olduğunda, klinik olayı olmayan hastalarda bile Ocrevus gibi yeni bir MS ilacına geçmenin önemini vurguladı.

Ayrıca araştırmacılar, tedavinin ilk altı ayından sonra ataklarda ve beyin lezyonlarında belirgin azalmalar gözlemlendiğini ve bunun muhtemelen Ocrevus’un etkilerini göstermesi için gereken süreyi temsil ettiğini belirtti.

Ocrelizumab treatment for relapsing-remitting multiple sclerosis after a suboptimal response to previous disease-modifying therapy: A nonrandomized controlled trial,” adlı çalışma Multiple Sclerosis Journal‘da yayınlandı.

MS tedavilerindeki önemli ilerlemelere rağmen, birçok hasta klinik veya subklinik hastalık aktivitesi ile tedavilere hala zayıf tepkiler gösterebiliyor (açık semptomlar olmadan beyin lezyonlarının ilerlemesi).

Araştırmacılar, bu hastaları “önemli nörolojik hasar oluşmadan önce daha etkili bir seçeneğe geçirmek, hastalığın ilerlemesini en aza indirmek ve optimal uzun vadeli sonuçları sağlamak için kritik öneme sahip” diye yazdı.

CHORDS Faz 3b çalışması

CHORDS Faz 3b çalışması (NCT02637856), başka bir en az altı aylık tedaviye iyi yanıt vermeyen RRMS’li 608 yetişkinde OCREVUS ile yaklaşık iki yıllık tedavinin güvenliliğini ve etkililiğini değerlendirdi. Katılımcılar, Kuzey Amerika’daki 90 çalışma merkezine katıldı.

Zayıf bir yanıt, manyetik rezonans görüntüleme (MRI / emar) taramaları ile tespit edildiği üzere, bir veya daha fazla klinik atak veya yeni veya genişleyen beyin lezyonları olarak tanımlandı. OCREVUS, her 24 haftada bir (yaklaşık altı ay) doğrudan serum yoluyla verildi.

Katılımcıların yaş ortalaması 37.2 idi ve ortalama 4.2 yıldır MS tanısı almışlardı. Hastaların çoğu (%44,2) yalnızca MS atağı nedeniyle çalışmaya katılırken, yaklaşık %30’u yalnızca emar görüntüleme verilerine dayalı olarak subklinik hastalık aktivitesine sahipti.

Çoğu hasta daha önce bir (%55.1) veya iki (%36.2) MS ilacı aldı, ortalama son MS ilacı kullanım süresi 26.4 ay (iki yıldan fazla) ve son MS ilacı ile Ocrevus başlangıcı arasında 1.5 aylık bir aralık vardı.

Ocrevus’tan önce en sık kullanılan MS ilaçları:

  • Glatiramer asetat (Copaxone ve muadilleri) %49.3
  • Dimetil fumarat (Tecfidera ve muadilleri) %35.4
  • Fingolimod (Gilenya ve muadilleri) %20.1

CHORDS’un çalışma hedefleri

CHORDS’un temel amacı, 96 haftada hastalık aktivitesi kanıtı göstermeyen (NEDA) katılımcıların oranını değerlendirmekti. Bunun için kriterler atakların olmaması, doğrulanmış sakatlık ilerlemesi ve yeni veya genişleyen beyin lezyonları ile tanımlanmaktadır.

Bu durum, etkinlik eksikliği veya vefat dışındaki nedenlerle tedaviyi erken bırakanlar hariç, 576 hastada (%94.7) değerlendirildi.

Diğer hedefler, Genişletilmiş Özürlülük Durum Ölçeği (EDSS) puanlarında, beyin hacminde ve MS’in fiziksel ve psikolojik etkisi ve tedavi memnuniyeti ile ilgili hasta tarafından bildirilen sonuçlarda değişiklik içeriyordu.

Çalışma sonuçları

Sonuçlar, NEDA’nın altı ay sonra hastaların %59’unda, yaklaşık bir yılda %51,2’sinde ve yaklaşık iki yıllık tedaviden sonra %48,1’inde elde edildiğini gösterdi.

İki yılda, hastaların çoğunda atak yoktu (%89.6), en az 24 hafta boyunca doğrulanmış sakatlık ilerlemesi (%89.6) ve T1 veya aktif olarak iltihaplı lezyonları (%95.5) yoktu. Toplam %59,5’inde yeni veya genişleyen T2 lezyonu yoktu (bunlar taramada ortaya çıkan ancak aktif inflamasyon bölgeleri olmayan lezyonlardır).

Araştırmacılar, bu bulgular Ocrevus’un “klinik olarak belirgin hastalığı olmayan hastalarda bile etkili olduğunu ve hastaları sadece klinik olaylarla değil, subklinik hastalık aktivitesi olan yeni bir tedaviye geçmenin önemini önerebileceğini” vurguladı.

Ek olarak, düzeltilmiş yıllık atak oranı 0.046 idi, çoğu atak ve emar görüntüleme tabanlı aktivite ilk altı ayda gözlendi ve daha sonra belirgin azalmalar görüldü.

Ekip, “Bu muhtemelen Ocrevus’un farmakolojik etkilerini göstermesi için gereken süreyi yansıtıyor, bu da 24 hafta sonra hem atak hem de T2 lezyon aktivitesinde önemli bir düşüş gösteren dönem analizleriyle destekleniyor.” dedi.

Ocrevus ayrıca EDSS tabanlı sakatlık ilerlemesini biraz azalttı, beyin küçülmesini yavaşlattı, hasta tarafından bildirilen fiziksel ve psikolojik sakatlığı azalttı ve tedavi memnuniyetini artırdı.

Güvenlik profili, yan etkiler ve sonuç

Ocrevus’un güvenlik profili, yeni güvenlik endişeleri tanımlanmadan ve çoğu yan etkiler hafif ila orta şiddette olmak üzere, önceki denemelerde ve gerçek dünya çalışmalarında bildirilenlerle tutarlıydı.

En yaygın yan etkiler:

  • İnfüzyonla ilişkili reaksiyonlar (%43,3)
  • İdrar yolu enfeksiyonları (%14,8)
  • Soğuk algınlığı (%10,5)

47 (%7.7) hasta tarafından ciddi yan etkiler bildirilmiştir. 108 (%17.8) hastada yan etkiler nedeniyle tedavi kesintileri veya diğer değişiklikler meydana geldi. Altı hasta (yaklaşık %1) ciddi olmayan yan etkiler nedeniyle ve iki hasta (%0.3) ciddi yan etkiler nedeniyle tedaviyi bırakmıştır.

Araştırmacılar, CHORDS’un önceki bir yıllık verilerini doğrulayan bu bulguların, “önceki MS ilacına yetersiz tedavi yanıtı gösteren erken RRMS’li hastalarda” Ocrevus’a geçişin faydalarını desteklediğini yazdı.

Avrupa’da CASTING (NCT02861014) olarak adlandırılan benzer bir Faz 3b çalışmasından elde edilen ön veriler, diğer MS ilaçlarına zayıf yanıt sonrasında Ocrevus ile NEDA’ya ulaşan RRMS hastalarının %52’si ile eşleşen iki yıllık sonuçlar gösterdi.

Ekip, “Nihai veriler, diğer tedavilere zayıf yanıt veren hastalarda OCREVUS kullanımına ilişkin anlayışımızı geliştirecek.” diye açıkladı.

Referanslar:

Bağlantıyı kopyala