Yeni bir çalışmanın sonuçlarına göre Multipl Sklerozlu (MS) kadınların, gebelik diyabeti, acil sezaryen gerektiren veya erken doğum veya ölü doğum gibi gebelik komplikasyonlarına sahip olma riskinin, hastalığı olmayanlara göre daha yüksek olmadığı görülmüştür.

Çalışmanın bulguları, MS’li kadınların elektif sezaryen veya indüklenmiş doğum yoluyla bebek doğurma olasılığının daha yüksek olduğunu ve bebeklerinin, hastalığı olmayan yeni annelere kıyasla, yaşlarına göre küçük olma riskinin daha yüksek olduğunu gösterdi.

Bulgular Neurology Clinical Practice‘te yayınlanan Pregnancy-related and Perinatal Outcomes in Women with MS A Nationwide Danish Cross-sectional Study,” adlı çalışmada rapor edildi.

Daha önce yapılan çalışmalar, MS’li annelerden doğan bebeklerin, hastalığı olmayan annelerden doğanlara kıyasla doğum kusurlarına sahip olma ihtimalinin daha yüksek olmadığını bulmuş olsa da, nörodejeneratif bozukluğu olan kadınlarda hamilelik sonuçlarına ilişkin hala bazı belirsizlikler vardır.

Danimarka’daki Kopenhag Üniversite Hastanesi’nde danışman nörolog olan Melinda Magyari ve çalışmanın kıdemli yazarı bir basın açıklamasında “Multipl sklerozlu kadınlar hamileliğin riskleri konusunda anlaşılır bir şekilde endişelenebilirler” dedi.

MS’li kadınların çeşitli gebelik komplikasyonları açısından risk altında olup olmadığını öğrenmek istedik ve genel olarak gebeliklerinin MS’siz anneler kadar sağlıklı olduğunu gördük.

Magyari

Çalışma detayları ve sonuçlar

Çalışmada Magyari ve meslektaşları, MS’li 2.930 gebe kadının klinik sonuçlarını genel popülasyondaki 56.958 gebe kadınınkiyle karşılaştırdı. Çalışmaya dahil edilen kadınların tamamı 1997 ile 2016 yılları arasında doğum yapmıştı ve MS hastaları Danish Multiple Sclerosis Registry’ye kayıtlıydı.

Analizler, genel popülasyondaki kadınlarla karşılaştırıldığında, MS hastalarının gestasyonel diyabet, plasenta komplikasyonları ve preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) veya potansiyel olarak organ hasarının eşlik ettiği yüksek tansiyon dahil olmak üzere gebelik komplikasyonlarına sahip olma riskinin daha yüksek olmadığını gösterdi.

Ek olarak, MS’li kadınların genel popülasyondakilere kıyasla acil sezaryen veya müdahaleli doğuma ihtiyaç duyma veya erken doğum veya ölü doğum yapma olasılığının daha yüksek olmadığı bulunmuştur.

Araştırmacılar ayrıca MS’li annelerden doğan bebeklerin doğuştan malformasyonlara veya doğumda düşük Apgar skoruna sahip olma olasılığının daha yüksek olmadığını buldular. Apgar skoru bir bebeğin genel sağlık durumunu yansıtır ve doğumdan hemen sonra kalp atış hızı, refleksler ve kas tonusu gibi çeşitli parametrelere göre hesaplanır.

Bununla birlikte, sonuçlar, MS’li kadınların seçici bir sezaryen geçirme olasılığının %89 ve hastalığı olmayan kadınlara göre uyarılmış doğum yapma olasılığının %15 daha yüksek olduğunu gösterdi.

Magyari, “MS’li kadınların daha çok elektif sezaryenle veya indüklenen doğumla bebek sahibi olmalarının nedeninin kas güçsüzlüğü, spastisite veya doğumu etkileyebilecek yorgunluk gibi MS ile ilişkili semptomlarla ilgili olabileceğini düşünüyoruz” dedi.

“Bunlardan herhangi biri bir anneyi daha fazla yorabilir ve klinisyen ile kadının ekstra önlemler almasına neden olabilecek doğum komplikasyonlarına yol açabilir” diye ekledi.

Ekip ayrıca MS’li kadınların gebelik yaşları için küçük olan bebekleri doğurma olasılığının %29 daha fazla olduğunu buldu.

Ayrıca, doğumda oksijen yoksunluğu veya asfiksi belirtileri gösteren bebekleri doğurma olasılıkları %13 daha düşüktü. Magyari’ye göre, MS’li annelerdeki bu düşük yenidoğan boğulma riski, MS’li kadınların daha yüksek bir yüzdesinin elektif sezaryenle doğum yapmasından kaynaklanıyor olabilir (MS’siz annelerde %14’e karşı %8).

MS’li kadınlar ve yenidoğanlarını genel popülasyonunkilerle karşılaştırırken, doğumdan önce ve sonra, ciddi olumsuz perinatal sonuçlarda önemli bir fark yoktu.

Magyari ve ekibi

Ekip, genel olarak MS’li kadınların sağlıklı bir hamilelik geçirme olasılığının hastalığı olmayanlar kadar olası olduğuna inanmasına rağmen, annelerin sigara içme durumunun bilinmemesine dayalı olarak, fetüs üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceği gerçeğiyle bulgularının sınırlı olduğunu kabul ettiler.

Referanslar:

MS Güncel’i Sosyal Medya’da takip ediyor musunuz?

Bağlantıyı kopyala