İsveç MS Kaydı verilerinin analizi, daha önce hastalığa yakalanan hastalar için son yıllarda ikincil ilerleyici multipl skleroz (SPMS) dönüşüm riskinin azaldığını gösteriyor. Bu dönüşüm ayrıca yaşamın daha ileri dönemlerinde ve multipl skleroz (MS) ile daha uzun süre yaşayan kişilerde meydana geliyor.

İyileştirilmiş hastalık değişikliklerinin, SPMS’e dönüşü ertelemede katkıda bulunma olasılığı, Eylül ayında İtalya’nın Milano şehrinde düzenlenen European Committee for Treatment and Research in Multiple Sclerosis (ECTRIMS) ve Americas Committee for Treatment and Research in Multiple Sclerosis (ACTRIMS) toplantısında Dr. Elena Flavia Mouresan tarafından yapılan sözlü sunumda anlatıldı. Bu, hastalık değiştirici tedavilerin uzun vadeli faydalarını destekliyor.

İsveç’in Karolinska Enstitüsü’nde araştırma uzmanı olan Mouresan “2005-2020 İsveç’te İkincil İlerleyici Multipl Skleroz Riskinin Azalması” başlıklı makalesinde”, “Bu sonuçlar, erken dönemde başlanan hastalık modifiye edici tedavinin ve daha erken teşhis stratejilerinin önemini vurguluyor” dedi.

Multipl Skleroz hastalarının yaklaşık %85’i öncelikle ataklarla seyreden MS (RRMS) teşhisi alır. Bu, semptomların kötüleşme dönemleri ile semptomların hafiflediği ve iyi olduğu dönemlerin sırayla yaşandığı bir durumu tanımlar. Zamanla bazı hastalar semptomların atak olmadan bile yavaşça artmaya veya ilerlemeye devam ettiğinde SPMS seyrine geçebilir.

Tedavi edilmezse, RRMS hastalarının yaklaşık yarısının tanı konulduktan sonraki on yıl içinde SPMS’ye geçtiği düşünülmektedir. Ancak, artan miktarda hastalık modifiye edici tedavinin bulunabilir olması nedeniyle şimdi daha az RRMS hastası geçiş yapmaktadır. Bu geçişin hastalığın seyrinde daha sonra meydana geldiği görülmektedir.

Azalan EDSS (Expanded Disability Status Scale – Genişletilmiş Engellilik Durumu Ölçeği) skorları

İsveç MS Kaydı, resmi olarak 2000 yılında başlatıldı ve ülkenin tüm multipl skleroz hastalarının yaklaşık %84’ünden fazlasının uzun vadeli klinik ve demografik bilgilerini içermektedir.

Geçen yılki yıllık raporda, bilim insanları kayıtta bulunan popülasyon için ortalama Expanded Disability Status Scale (EDSS, Genişletilmiş Engellilik Durumu Ölçeği) skorunun son yirmi yılda azaldığını fark etti. Bu, son yıllarda genel olarak daha düşük engellilik düzeyini işaret ediyor. 1998 yılında ortalama EDSS skoru 4.2 iken, 2022 yılında 2.7 oldu.

Mouresan, “Bunun kayıtlardaki ikincil ilerleyici MS hastaların oranındaki azalmadan kaynaklandığını düşünüyoruz, çünkü ataklarla seyreden MS olan hastalar ile ikincil ilerleyici MS hastalarının ortalama EDSS puanlarına ayrı ayrı baktığımızda bu eğilimi gözlemlemedik” dedi. 2005-2020 yılları arasında her yıl kayıtlardaki SPMS’nin görülme oranını meslektaşlarıyla birlikte gözden geçiren Mouresan, yaklaşık 20.000 MS hastasını, yani tüm katılımcıların yaklaşık %88’ini kapsadığını söyledi.

“Sonuçlar, katılımcıların SPMS oranının 2005 yılında %23.3 iken 2020 yılında %21.9’a düştüğünü gösterdi. “Bu düşüşün büyük çoğunluğu son beş yılda yaşandı” dedi Mouresan.”

İstatistiksel analizler, cinsiyet ve yaş gibi potansiyel faktörlere göre ayarlama yapıldıktan sonra takvim yılı başına SPMS oranında %2’lik bir düşüş olduğunu gösterdi.

“SPMS’nin görülme oranı düşüyor

Benzer şekilde, SPMS’nin görülme oranı (veya yıllık yeni vaka sayısı) 2005’te 100 kişi yılı başına (PY) 2,7 vakadan 2020’de 100 PY başına 0,9 vakaya önemli ölçüde azaldı; bu nihai istatistiksel analizlerde, takvim yılı başına %7’lik önemli bir düşüştür. PY, tüm hastaların toplam gözlem süresini açıklayan bir ölçüdür.

Araştırmacılar ayrıca hastaların SPMS’ye geçiş yaptığı dönemdeki yaş ve hastalık süresinde yıllar içinde farklılıklar olduğunu da fark ettiler. Bu 15 yıl içinde, SPMS’ye geçişteki ortalama yaş 58’den 64’e, dönüşümdeki ortalama hastalık süresi ise 24’ten 30 yıla çıktı. Bu, SPMS dönüşümünde ortalama yaş ve ortalama hastalık süresinde takvim yılı başına yaklaşık dört aylık bir artış anlamına gelmektedir.

Son olarak, sonunda SPMS’ye dönüşenler arasında ortalama MS başlangıç yaşı 2005’te 34’ten 2020’de 38,5’e yükseldi. Mouresan, bu değişimin SPMS’ye dönüşmeyen RRMS hastalarında görülmediğini, “başlangıç yaşının tüm yıllar boyunca sabit kaldığını” söyledi.

Genel olarak, “RRMS’li hastaların SPMS’ye dönüşme riski İsveç’te 2005 yılından bu yana önemli ölçüde azalmıştır ve dönüşüm artık yaşamın daha geç dönemlerinde ve başlangıçtan daha uzun bir süre sonra gerçekleşmektedir” diyen araştırmacı, en büyük değişikliğin MS başlangıcı daha erken olanlarda görüldüğünü belirtmiştir.

Mouresan, bulguların zaman içinde kayıt kapsamındaki değişikliklerle sınırlı olduğunu söyledi. Örneğin, daha ağır vakaların daha önceki yıllarda hafif olanlara göre yakalanma olasılığı daha yüksekti ve yaşlı hastalar da yeterince temsil edilmiyordu.

Araştırmacı, hastalığın ilerlemesiyle ilgili diğer faktörlerin de analizde hesaba katılmadığını, ancak “SPMS dönüşümünün ertelenmesine katkıda bulunabileceğini” söyledi. Bunlar arasında sigara içmemek gibi daha iyi yaşam tarzı seçimleri, eşlik eden rahatsızlıkların ileri düzeyde tedavisi ve kayıt katılımcıları arasında daha iyi genel sağlık durumu yer alabilir.

MSguncel.com’dan notlar:

SPMS aşamasına geçiş, her hastada farklıdır ve bazı hastalar RRMS’den hiç SPMS’ye geçmeyebilir. Günümüzdeki tedavi imkanları, sağlıklı beslenme, sigarayı bırakma ve egzersiz yapma gibi yaşam şartlarında yapılan iyileştirmeler SPMS aşamasına geçişi yavaşlatabilir ve hatta tamamen engelleyebilir.

Tedavi edilmemiş veya yetersiz tedavi edilmiş RRMS, SPMS riskini artırabilir. Ancak, hastaların MS yönetimi ve tedavisi konusunda en etkili sonuçları elde etmeleri için en önemli faktörlerden biri, doktorlarıyla iyi iletişimde olmalarıdır. Nöroloğunuz, hastalığınızın seyrini ve tedavi planını kişiselleştirmenizde kritik bir rol oynar. İyi bir tedavi planı, atakların sıklığını azaltabilir ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir.

Bu nedenle, MS hastaları, nöroloğunuzla düzenli olarak iletişimde olmalı, nörolojik muayeneleri ve tedavi planlarını düzenli olarak gözden geçirmelidir. Ayrıca, herhangi bir sorunuz veya endişeniz olduğunda, doktorunuza sormaktan çekinmemelisiniz. İyi bir hasta-doktor ilişkisi, MS tedavisinin etkinliğini artırabilir ve hastalığın daha iyi kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.

Kaynaklar:

Bağlantıyı kopyala