Sistematik bir incelemeye göre, progresif multifokal lökoensefalopati (PML) riski taşıyan Multipl Skleroz (MS) hastalarında Tysabri (natalizumab) tedavisini kesmek için anti-CD20 tedavilerinden Ocrevus (ocrelizumab) veya rituximab’dan birine geçmek etkili bir strateji olabilir.

Switching from natalizumab to an anti-CD20 monoclonal antibody in relapsing remitting multiple sclerosis: A systematic review” başlıklı çalışma Multiple Sclerosis and Related Disorders dergisinde yayımlanmıştır.

PML, sinir liflerinin etrafındaki koruyucu kaplama olan ve sinir hücrelerinin düzgün iletişimi için kilit önem taşıyan miyelinin kaybına neden olan ciddi bir beyin enfeksiyonudur. MS’te miyelin kılıfına karşı saldırıya geçen bağışıklık hücrelerinin beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemine (MSS) girebilmek için kan-beyin bariyerini aşması gerekir.

Tysabri, bağışıklık hücrelerinin MSS’ye girişini önlemek için çalışan antikor bazlı bir tedavidir. Klinik izole sendrom, ataklarla seyreden MS (RRMS) ve aktif ikincil ilerleyici MS (SPMS) dahil olmak üzere MS’in ataklarla seyreden formlarına sahip kişilerde atak oranlarını azalttığı ve engellilik ilerlemesini yavaşlattığı gösterilmiştir.

Tedavi, PML riski artışıyla ilişkilidir, ancak enfeksiyona neden olan John Cunningham virüsü (JCV) pozitif olan hastalarda kısa vadeli hastalık kontrolü için kullanılabilir. Ancak, hastalığın yeniden aktivasyonunu önlemek için tedaviyi sonlandırma, yalnızca başka bir tedaviye geçiş için net bir plan olduğunda yapılmalıdır.

Potansiyel geçiş protokolü

Araştırmacılar, “Genel olarak, bu sistematik derleme, PML riski taşıyan hastalarda Tysabri’den CD20 antikorlarına geçiş protokolüne ilişkin gelecekteki fikir birliği kılavuzları için bir temel oluşturmaktadır” diye yazmıştır.

Tysabri’den, antikor üretiminden sorumlu hücreler olan olgun B-hücrelerinin yüzeyindeki CD20 proteinini hedef alan anti-CD20 antikor bazlı tedavilere geçişle ilgili mevcut kanıtları analiz ettiler.

2016’dan 2022’ye kadar yayınlanan beş gözlemsel çalışma analize dahil edilmiştir. Çalışmalar, çeşitli Avrupa ülkelerinden %68’i kadın olan 331 hastadan elde edilen verileri içermekteydi. Hastaların ortalama yaşı 40,6, ortalama 10,8 yıldır MS ile yaşamakta ve ortalama 4,6 yıldır Tysabri kullanmaktaydı.

Beş çalışmada, katılımcıların tamamı ya da neredeyse tamamı John Cunningham virüsüne (JCV) sahipti.

Tysabri tedavi rejimleri arasındaki aralıklar konusunda çalışmalar arasında farklılıklar vardı. Bazı çalışmalarda hastalar her dört haftada bir standart doz aralığında Tysabri alırken, diğerlerinde bu aralık uzatılmıştı.

Son Tysabri infüzyonu ile bir CD20 antikorunun ilk infüzyonu arasında geçen süre olarak tanımlanan “arınma süresi” 4,4 hafta ile 10,7 hafta arasında değişmişti. Bu süre zarfında hiçbir hastada klinik MS atağı veya PML görülmemiştir.

Genel olarak, 181 hasta (%55) Ocrevus‘a geçerken, 150 hasta (%45) MS için endikasyon dışı kullanılan bir tedavi olan rituximab’a geçmiştir. Geçişten sonra, MS atak insidansı (yeni vakalar) takip sırasında %1,8 ile %10 arasında değişmiş ve bir yılda ortalama %8,8 olmuştur.

Mevcut verilerin bulunduğu üç çalışmada, yıllık atak oranı 0.02 ile 0.12 arasında değişirken, ortalama 0.07 olarak belirlendi. Altı aylık takip sürecinde PML görülme sıklığı ise %0.6 oldu.

MRG ile tespit edilen yeni aktif beyin lezyonu insidansı sıfır ile %12 arasında değişmekteydi. Genişletilmiş Engellilik Durumu Ölçeği ile ölçülen hastalık engelliliğinde kötüleşme sıfır ile %9,5 arasında değişmiştir.

Araştırmacılar, “Sonuçlarımız, anti-CD20 tedavilerinin Tysabri’yi bırakan hastalar için uygun bir geçiş seçeneği olduğunu ve kohortumuzun çok düşük PML taşıma oranları ve düşük klinik atak oranları gösterdiğini göstermektedir” sonucuna varmışlardır.

Ayrıca araştırmacılar, en uygun arınma döneminin hala net olmamakla birlikte “muhtemelen 4 ile 12 hafta arasında” olduğunu belirtmişlerdir.

Kaynaklar:

Bağlantıyı kopyala