Bu sene dijital ortamda gerçekleşen ACTRİMS Forum 2021’de yeni bir çalışmanın detayları yayınlandı.

Şu an devam eden ve gerçek hayat verilerine dayanan bir çalışmada, kanda bulunan nörofilaman hafif zincirinin (sNfL) daha yüksek oluşu, engellilik, beyin atrofisi ve Multipl Skleroz’un (MS) diğer özellikleriyle bağlantılı olduğunu ve bunun, MS’in ilerlemesinin yeni bir biyobelirteci olma potansiyelini güçlendirdiğini gösterdi.

Associations of Serum Neurofilament Light Chain with Clinical and Radiological Measures in a Large Real World MS Population,” adlı çalışmanın sonuçları Elias Sotirchos tarafından Johns Hopkins Üniversitesi ile birlikte, dijital ortamda gerçekleşen Americas Committee for Treatment and Research in Multiple Sclerosis (ACTRIMS) Forum 2021’de sunuldu.

Nörofilamentler nedir?

Nörofilamentler, sinir hücrelerinde bulunan ve hücrelere şekil ve stabilite veren çeşitli proteinlerden oluşan bir ağ olan hücre iskeletini desteklemek için hareket eden yapısal proteinlerdir. Hafif zincir alt biriminden ve orta veya ağır zincir alt biriminden oluşurlar.

Sinir hücreleri, bu yapısal proteinleri yaralanmanın ardından dolaşıma bırakır. Kandaki veya serumdaki normalden daha yüksek sNfL seviyeleri MS ve diğer nörolojik bozukluklarla ilişkilidir ve olası bir biyolojik belirteç olarak araştırılmaktadır.

MS’te, serum nörofilaman hafif zincir seviyelerinin, inflamatuar hastalık aktivitesinin klinik radyolojik ölçümleri ile ilişkili olduğuna, gelecekteki sakatlığın kötüleşmesinin öngörüsü olduğuna ve beyin ve omurilik atrofisine dair çok sayıda kanıt vardır ve hastalık modifiye edici tedaviler (DMT’ler) tarafından modüle edilir.

Elias Sotirchos

Bununla birlikte, birkaç çalışma, büyük, gerçek hayattaki MS popülasyonlarında sNfL değişikliklerini değerlendirmiştir.

Bir MS biyobelirteci olarak sNfL’nin klinik değerinin daha net bir görüntüsünü elde etmek için, uluslararası bir araştırma ekibi, hastaların farklı demografik özellikleri, diğer tıbbi durumların (komorbiditeler) varlığı ve klinik ve radyolojik özellikleriyle nasıl ilişkilendirildiğini araştırdı.

Çalışma ve sonuçları

Klinik ve görüntüleme verilerinin yanı sıra rutin ziyaretler sırasında toplanan biyolojik numunelerin bir kombinasyonu aracılığıyla 6,968 MS hastasında ve 201 sağlıklı kişide (kontrol grubu) sNfL seviyelerini ölçtüler. Hasta bilgileri, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da Biogen sponsorluğundaki sağlık kurumları ağı olan Multiple Sclerosis Partners Advancing Technology and Health Solutions’dan (MS PATHS) alınmıştır.

Kadınlar hem MS hem de kontrol popülasyonlarının yaklaşık dörtte üçünü oluşturuyordu (sırasıyla %72 ve %74) ve her grubun yaklaşık beşte biri beyaz ırklı değildi.

Sotirchos, “MS PATHS, geniş, ‘gerçek hayatta’ iyi karakterize edilmiş, ileriye dönük bir kohortta MS’in bir biyobelirteci olarak sNfL’nin klinik doğrulaması için benzersiz bir fırsat sunuyor” dedi.

“Bu grubun güçlü bir yanı, yaklaşık %20 ile beyaz ırklı olmayan katılımcıların büyüklüğüydü.”

Hastalar arasında, yaklaşık %62’sinde ataklarla seyreden MS, ortalama yaş 48 ve medyan MS süresi 13 yıldır. Engellilik düzeyleri hafif kabul edildi.

1,202 MS hastasında veya çalışma grubunun %17,2’sinde normalden daha yüksek sNfL seviyeleri (Siemens Healthineers tarafından bir immünolojik test kullanılarak ölçülmüştür) bulunmuştur. Bu yüksek seviyeler ilerleyen MS, beyaz olmayan ırk, diyabet ve sigara içimi ile ilişkiliydi.

Sotirchos, “Diyabetli bireylerin, şeker hastası olmayanlara kıyasla, yüksek sNfL oranlarının önemli ölçüde arttığını gözlemledik” dedi.

Araştırmacılar ayrıca, şimdiki ve eski sigara içenlerin, hiç tütün içmemiş olan hastalara kıyasla daha yüksek sNfL seviyeleri oranına sahip olduğunu buldular.

Bir bireyin yaşı ve hastalık süresi, sNfL konsantrasyonu ile karmaşık ilişkiler gösterdi. Ancak daha kısa hastalık süresi (altı yıla kadar) olan genç hastalarda (18 ila 38 yaş) daha yüksek sNfL seviyeleri daha sık bulunma eğilimindeydi.

Daha yüksek bir vücut kitle indeksi (bir kişinin kilo-boy oranı), daha yüksek sNfL seviyelerinin daha düşük bir olasılığı ile ilişkilidir.

Yürüme hızı, el becerisi ve zihinsel işlem hızı testlerinde ölçüldüğü üzere, yükselmiş sNfL daha zayıf nörolojik fonksiyona bağlanmıştır. Daha yüksek sNfL seviyeleri aynı zamanda daha büyük beyin atrofisine, talamus için daha düşük bir hacme (bilişsel ve sensorimotor işlevlerle ilişkili bir beyin bölgesi) ve daha yüksek lezyon hacmine bağlanmıştır.

Sağlıklı kontrollerden toplanan verileri referans aralıklarının daha kesin olarak belirlenmesine olanak sağlamak için, bu MS hasta grubu ile takip edilen genişletme çalışması devam etmektedir.

Çalışmanın önemli bir yararı, gelecekteki sNFL çalışmalarını daha iyi yürütmek için gereken ölçümleri iyileştirmek olacak.

Sonuçlarımıza göre, MS ve diğer nörolojik hastalıklarda bir biyobelirteç olarak sNfL’nin performansını potansiyel olarak iyileştirmek için referans aralıklarının cinsiyet, ırk, vücut kitle indeksi ve komorbid / yaşam tarzı faktörlerini hesaba katması gerekebilir.

Elias Sotirchos

MSguncel.com’dan notlar:

sNfL değerleri son zamanlarda bir çok kez karşımıza çıkmaktadır. Bu da, ileri zamanlarda MS’te önemli bir biyobelirteç olabilme ihtimalini arttırıyor. Şu an için bu biyobelirteç tek başına yeterli olmamakla birlikte daha çok veriye ve elde edilen verileri daha iyi analiz edebilmek için uygun referans aralıklarının belirlenmesi gerekmektedir.

Referanslar:

Bağlantıyı kopyala