Cambridge Üniversitesi’nin Türk doktora öğrencisi Mine Köprülü’nün baş yazarı olduğu yeni araştırmada, tip 2 diyabet ve Multipl Skleroz (MS) gibi yaygın hastalıklara sebep olabilecek yüzlerce protein belirlendi. Bu araştırma, diyabet, MS gibi hastalıklarda yeni tedaviler bulunmasına umut olacak.
Gates Cambridge bursiyeri, Cambridge Üniversitesi doktora öğrencisi Mine Köprülü liderliğindeki yeni araştırmada, Tip 2 Diyabet gibi yaygın hastalıklara sebep olabilecek yüzlerce protein belirlendi.

MSgüncel’den notlar:

MS alanında yapılan birçok çalışmada “umut” kelimesi karşımıza çıkmaktadır. Umut bizler için çok önemlidir. Bazen bu gibi haberlerden sonra yanlış beklentiler içine girebiliyoruz. Birazdan okuyacağınız haber erken aşama sonuçlarından bahsetmektedir. Şu an için kesin bir sonuç veya bir tedavi yöntemi olmadığı gibi, ancak ileri zamanda daha fazla çalışmalar yapılarak daha net sonuçlar elde edilebilecektir. Belki de ileri zamanlarda bu gibi çalışmalarla daha yeni tedavi yöntemleri ortaya çıkabilir ama şu an için böyle bir durum söz konusu değildir. Bir ilacın keşiften sonra genel kullanıma geçmesi arasından uzun yıllar geçebilir. Tabi ki bir Türk doktora öğrencisinin baş yazarı olduğu bu çalışmayı okumak ve sizlerle paylaşabilmek başlı başına bir gurur sebebi olduğunu paylaşmak isterim. Mine Köprülü’ye eğitim ve çalışma hayatında sonsuz başarılar diler, MS alanında yapılacak çalışmaları dört gözle beklediğimizi dile getirmek isterim.

Gen-protein-hastalık bağlantıları çalışılarak belirlenen bu proteinler yeni tedaviler geliştirilmesinde yol gösterici olabilecek. Peki bu ne anlama geliyor? İnsan vücudunun temel fonksiyonel birimi ve var olan ilaçların en yaygın hedefi olan proteinlerin hangilerinin hastalığa sebep olduğunu, hangilerininse hastalıkların sonucu olarak ortaya çıktığını ayrıt etmek önemli. Hastalık riskini etkileyen bu proteinlerin ve onları kontrol eden genetik mekanizmaların belirlenmesi gelecekte daha hedefe yönelik ve daha başarılı tedavi seçeneklerine ışık tutuyor.

Örneğin, ekip ilk kez GRP adı verilen bir hormon seviyesi yüksek olan kişilerin tip 2 diyabete yakalanma olasılığının daha düşük olduğunu gösterdi.

AŞIRI KİLO ALMA RİSKİ

Bu olasılık muhtemelen aşırı kilo alma riskini azaltması nedeniyle gerçekleşiyor. Bu ‘Proteogenomik’ kanıt, GRP’nin diyabetin önlenmesi ve/veya tedavisi için potansiyel bir hedef olarak desteklenmesine yardımcı oluyor. 

Araştırmayı yöneten Queen Mary Üniversitesi’ndeki Precision Healthcare University Research Institute (PHURI) direktörü Profesör Claudia Langenberg: “İnsan genomundaki binlerce bölgenin farklı hastalıklara yakalanma riskini artırdığı tespit edildi. Bunların sebebini daha iyi anlayabilmek için insan kanındaki binlerce proteini ölçerek, bu proteinleri kodlayan genler ve birçok farklı hastalık arasında sağlam bağlantılar oluşturabildik. Yaptığımız bu araştırma genetik çalışmaların potansiyel ilaç hedeflerini öngörerek sağlık ve tıp alanının gelişmesine nasıl katkıda bulunabileceğini gösteriyor.”

ERKEN AŞAMA SONUÇLARI

Araştırma ekibi üyesi Profesör Maik Pietzner: “Ümit verici ek bir örnek de, Multipl Skleroz’de (MS) olarak bağışıklık hücrelerini hedef alan müdahaleleri destekleyici olarak, hastalıkta rol oynayan DKKL1 adlı bir protein belirledik. Bu erken aşama sonuçları heyecan verici ve bu tür teknolojilerin sadece hastalıkları daha iyi anlamak için değil aynı zamanda ilaç keşfi için potansiyelini gösteriyor.”

‘HASTALIKLARA NEDEN OLAN PROTEİN ÖNEMLİ’

Araştırmanın baş yazarı Mine Köprülü, şunları söyledi: “Hastalıklara sebep olan biyolojik mekanizmalar her zaman çok iyi bilinmediğinden, sebebi çok iyi anlaşılmayan hastalıklar için tedavi geliştirmek de oldukça zor. Bu konuyu ele almak için, örneğin diyabet gibi hastalıklara neden olabilecek proteinleri belirlemek hedefi ile bu çalışmada genetik mutasyonlar, 3 bin proteinin kan seviyeleri ve hastalık risklerini sistematik olarak ilişkilendirdik. Hastalıklara neden olucu proteinlerin belirlenmesi önemlidir çünkü yalnızca bu tip proteinlere geliştirilen müdahaleler güvenli ve etkili tedavilere yol açacaktır.”

Kaynaklar:

Bağlantıyı kopyala