Avustralya’da yapılan küçük çaplı bir çalışmaya göre, gebe kalmadan hemen önce veya hamileliğin ilk üç ayında Ocrevus’a (ocrelizumab) maruz kalma, multipl sklerozlu (MS) kadınlar veya bebekleri için olumsuz sonuç riskini artırmıyor gibi görünmektedir.

Hastaların tümü hamile olduklarını öğrendiklerinde Ocrevus almayı bıraktılar, ancak ortalama 16 aylık tedavi kesintisi boyunca kadınların çoğu için B-hücresi seviyeleri düşük kaldı ve hiçbirinde atak olmadı.

Araştırmacılar, “Gebe kalmadan önce veya gebeliğin ilk üç ayında Ocrevus’a maruz kalan hastalar arasında önemli güvenlik sinyalleri tespit etmedik” diye yazdı.

Pregnancy outcome following exposure to ocrelizumab in multiple sclerosis” başlıklı çalışma, Multiple Sclerosis Journal – Experimental, Translational and Clinical’da yayınlandı.

Çocuk doğurma çağındaki kadınlar, MS hastalarının en büyük bölümünü oluşturur ve olası gebelik, bir tedavi yöntemi seçmek için önemli bir konudur.

Hayvan çalışmaları, hamilelik sırasında Ocrevus maruziyetinin yavrularda B hücresi düşüklüğüne ve toksisiteye neden olabileceğini düşündürmektedir. Ocrevus’un hamile MS hastalarındaki etkileri tam olarak değerlendirilmemiş olsa da, Ocrevus’un düşük, erken doğum veya ölü doğum ile sonuçlanabilecek ciddi enfeksiyon riskini artırdığı öne sürülmüştür.

ABD Gıda ve İlaç İdaresi, şu anda Ocrevus infüzyonundan sonra en az altı ay boyunca hamilelikten kaçınılmasını önermektedir. Avrupa Birliği’nde önerilen aralık en az bir yıldır.

Calışmanın detayları

Hamilelik sırasında Ocrevus maruziyetinin potansiyel etkilerine ışık tutmak için Avustralya’daki bir çift araştırmacı, 2018 ve 2020 yılları arasında 12 MS hastası arasındaki 14 gebeliğin sonuçlarını geriye dönük olarak inceledi. Anne adaylarının her biri, gebe kalmadan önceki altı ay içinde veya gebeliğin ilk aylarında Ocrevus’a maruz kalmıştır.

Ortalama olarak, kadınlar 34.8 yaşındaydı ve ortalama 65 aydır veya beş yıldan uzun süredir MS ile yaşıyorlardı. Ocrevus, dört hastaya verilen ilk hastalık modifiye edici tedaviydi; diğerleri Ocrevus’tan önce başka tedaviler almıştı.

Gebeliklerin çoğu (14’te 13) Ocrevus’a gebe kalmadan altı ay önce, yani gebe kalmadan ortalama 14.2 hafta önce maruz kalmıştır. Üç hasta da hamile olduklarını keşfetmeden önce ilk trimesterde, ortalama 5,7 hafta sonra Ocrevus aldı.

Hamileliklerini öğrendikten sonra, tüm hastalar Ocrevus tedavisini askıya aldı ve ardından B-hücre seviyeleri için izlendi. Genel olarak, Ocrevus tedavisi ortalama 65 hafta veya 16 aydan biraz fazla süreyle askıya alındı.

Gerçekleşen doğumlar ve sonuçları

14 gebelikten 13’ünde doğum gerçekleşti. Diğer gebelik, ilgisiz bir genetik anormallik saptandıktan sonra gönüllü olarak sonlandırıldı.

13 bebeğin hiçbiri erken doğmadı veya düşük doğum ağırlığına sahip değildi. Bir çocukta küçük bir konjenital anormallik vardı ve bir diğeri, tedavi olmaksızın düzelen hafif, solunum sıkıntısı ile doğdu.

Üçüncü bir bebek için anne, yetersiz veya hasarlı bir plasentanın bir sonucu olarak hamilelik sırasında bebeği çevreleyen amniyotik sıvı miktarında bir eksiklik olan oligohidramnios geliştirdi. Çocuğun yaşamının ilk günlerinde solunum desteğine ihtiyacı vardı, kan şekeri düşüktü ve enfeksiyona karşı ciddi, yaşamı tehdit eden bir yanıt olan sepsisi tedavi etmek için antibiyotiklere ihtiyaç duyuldu.

Bu komplikasyonun nedeni belirlenmemiş olmakla birlikte, daha önce Ocrevus’un plasental yetmezliğe neden olduğuna dair bir rapor bulunmamaktadır. Araştırmacılar, bu potansiyel ilişkinin daha büyük çalışmalarda incelenmesi gerektiğini belirtti.

Hastalar arasında enfeksiyon veya koryoamniyonit (amniyotik sıvıda hem anneyi hem de çocuğu etkileyebilen bir enfeksiyon) dahil olmak üzere ciddi bir yan etki bildirilmedi.

Kadınların çoğunda, B-hücresi seviyeleri hamilelik sırasında daha fazla infüzyona gerek kalmadan baskılanmış halde kaldı. B-hücre seviyeleri, hamileliği boyunca başka bir onaylanmış MS tedavisi olan Tysabri (natalizumab) ile tedaviye ihtiyaç duyan bir hastada arttı.

Başka bir anne adayının B hücre seviyeleri doğumdan iki hafta önce arttı ve doğumdan bir hafta sonra Ocrevus tedavisine devam etti.

Ataklar bildirilmedi ve doğumdan sonraki MRG’ler, hamilelik sırasında tedaviye ara verilmesine rağmen stabil hastalık belirtileri gösterdi.

Araştırmacıların yorumları

Araştırmacılar, “Verilerimiz, hamilelikten önce Ocrevus ile tedavi edilen MS hastalarının, uzun süreli tedavi kesintisine rağmen, hamilelik boyunca ve doğum sonrası dönemde stabil bir MS hastalığı seyri yaşadıklarını gösteriyor” diye yazdı.

Önceki çalışmalar, anne sütünde yalnızca minimum miktarda okrelizumabın saptanabildiğini bulmuştur. Burada sekiz hasta bebeklerini emzirdi, dördü emzirirken Ocrevus tedavisi gördü. Ocrevus’a maruz kalan anne sütüyle beslenen bebeklerde herhangi bir yan etki bildirilmemiştir.

Araştırmacılar, “Gebe kalmadan önce veya hamileliğin ilk üç ayında Ocrevus’a maruz kalan hasta grubumuzda artan advers olaylar gözlemlemedik” dedi.

“Hamilelik dönemi yaklaştıkça B hücrelerinin repopülasyonu gelişen hastalarda, nüksü önlemek için doğumdan hemen sonra Ocrevus’un zamanında yeniden dozlanmasını öneriyoruz. Öte yandan, B hücrelerinin yeniden yapılandırılması hamileliğin erken bir aşamasında gerçekleşirse, yaklaşımımız, hamilelikte güvenli olduğu düşünülen, alternatif, yüksek etkili, hastalık modifiye edici bir tedaviye geçmektir” diye eklediler.

Çalışmada dikkat edilmesi gereken husus, hasta sayısının az olmasıydı. Ekip, “daha sağlam veriler sağlamak için daha büyük hasta gruplarını içeren gelecekteki gözlemsel çalışmaların gerekli olacağını” da sözlerine ekledi.

MSguncel.com’dan notlar

Hamilelikte Ocrevus’a maruz kalma ve bunun oluşturabileceği riskler ile alakalı yapılan çok fazla çalışma bulunmamaktadır. Bu küçük çaplı çalışma her ne kadar bir risk oluşturmadığını gösteriyor olsa bile, daha büyük gruplarda yapılan çalışmalara ve daha fazla veriye ihtiyaç duygulduğu aşikardır. Gebelik düşüncesi olan MS’li anne adaylarının her zaman doktorları ile gebelik planlaması yapması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca beklenmedik bir şekilde hamile kalan kişilerin en kısa süre içerisinde doktorlarıyla irtibata geçmeleri önerilir. Hastalık öykünüze göre izleyeceğiniz yolu doktorunuzla birlikte belirlemeniz en doğrusu olacaktır.

Gebelik ve MS köşe yazısı

Gebelik ve MS hakkında daha fazla bilgi için Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman tarafından hazırlanan köşe yazısına göz atabilirisiniz.

Kaynaklar:

Bağlantıyı kopyala